Günümüzde temaşa sanatlarına olan ilgi giderek azalmaktadır. Ortaoyunu, hokkabaz ve meddah geleneği bugün tamamen ortadan kalkmıştır. Karagöz ise yok olmaya mahkûm bir sanat olarak değerlendirilmektedir. Hâlbuki bizim bu algımızı
değiştirecek olan kültürel politikalarımızdır. Gelenekten gelen bir sanatı yaşatmak
için sadece muhafaza etmek yetmez. O sanatı seven, koruyan ve sahip çıkan bir
nesil yaratmak gerekir. Bu da ancak eğitimle mümkün olabilir. Asıl bunu başaramadığımız için pek çok
kadim sanatımız yok olma noktasına gelmiştir. Kadim sanatlarımızı muhtevasına
bakmadan yalnız biçimsel şekilde ele alacak olursak, elimizde müzelerde
muhafaza etmeye çalıştığımız eserlerden başka hiçbir şey kalmayacaktır. Son 15
yıl içinde yapılan çalışmalar Karagöz Sanatı ile ilgili bir farkındalık
yaratmıştır. Ancak yeterli değildir. Karagöz dünün veya bugünün değil, her
dönemin sanatı olmalıdır. Bu sanata kültürel miras olarak çok daha fazla dikkat
çekilmelidir.
Karagöz Sanatı, gerek oynatım gerek
işleme anlamında benzeri pek çok kukla sanatından ayrılır. Öncelikle gölge oyunu değildir, hayal oyunudur. Perdeye vuran tasvirlerin
gölgesi değil yansımasıdır. Bu yüzden perdeye ayna adı verilir. İkincisi, bu
oyun Güney Doğu Asya'daki benzer oyunlardan çok farklıdır. Günceldir ve mizah içeriklidir, Karagöz eğlendirme amaçlıdır. İrticalen oynanır, bu sebeple güncelliğini hiç
bozmadan koruyabilir. Oyundaki bütün karakterleri tek bir kişi konuşur ki bu da
Karagöz Sanatı'nın benzeri olmayan başka bir özelliğidir.
Karagöz Sanatı biçimsel özellikleri
kadar muhtevasıyla da pek çok zenginlik içermektedir. Karagöz felsefi bir
oyundur. Hayal oyunu, amaçsız sergilenen komik bir oyun değildir. Her suret
belli bir görev ve anlamla perdede belirir. Göstermelikte yer alan şekiller
kimi kez tabiattan bir unsur, kimi kez insan eliyle yapılan bir şekildir. Canlı
varlıkların suretleri ise aslına uygun görüntülerdir. Âlem kurulmuş bir perde,
olaylar, gölge ve hayaldir. Kâmil olan ise her hayali hakikat gibi seyreden kişidir. Sözden
öze ermiş kişi; dünyanın bir sahne, olayların ise hayal ve gölge olduğunun
bilincine varır. Hayal dünyası her
gidenin ne olduğunu söyler. Bu dünya,
gelip geçici bir âlemdir. Gölge misali,
varlıkların yansıması üzerine kurulmuştur. Her varlık, gölgelik denen bu âlemde
kendi gerçeğini hayal dünyasının oyunları içinde anlar.
Eğlence, yergi, övgü, mizah gibi daha
pek çok sosyal ihtiyaç, mukaddime bölümündeki gazellerde ve bitiş cümlelerinde
dile getirilir. Oyun daha başlamadan sahnenin bir ibret perdesi olduğu vurgulanır,
perde gazelleri ile hakikate tutulan ayna göndermesi yapılır. Sonraki muhavere
ve fasıl bölümlerinde ise âdemoğlunun günlük yaşamı komik bir şekilde anlatılır.
Bu, oyunlarda eğlence-mesaj dengesinin
sağlanması çok önemlidir.
Karagöz oyunları kültürel muhtevası
açısından da ayrıca incelenmelidir. Farklı yöre ve ağız özellikleriyle Güzel
Türkçemizin zenginliğini yansıtır. Kelime ve bilgi dağarcığımızı
zenginleştirir. Pek çok deyim, atasözü, tekerleme, şiir vb söz varlığımızı bugüne
taşıdığı gibi halk hikayeleri, destanlar, masallar gibi pek çok anlatıyı da
özgün şekillerde koruyarak günümüze aktarır.
Türk Dili gibi Türk Musikisi de
Karagöz oyunlarında önemli bir yer tutar.Yürük semai, peşrev, saz semaisi, oyun
havaları, köçekçeler vb musiki formlarıyla bu oyunların vazgeçilmez bir unsurudur.
Hatta Karagöz oyunlarında kullanılan musiki ayrı bir özellik kazandığı için ona
“Karagöz Musikisi” denilebilir.
Karagöz oyunları aynı zamanda geçmişin
aynasıdır. Bize eski gelenek, görenek ve ananelerimizi akıcı bir şekilde
aktarır, geçmişle bugün arasında köprü kurar.
Sonuç olarak; Karagöz sadece bir oyun değil,
kültürel bir hazinedir. Bu hazinenin ne olduğunu anlayamaz ve anlatamaz isek neyi
nasıl koruyacağımızı da bilemeyiz. Bu gösterileri yalnız biçimsel olarak ele
alır, muhteva zenginliğini de yok ederiz.
Karagöz’ü yaşatmak bu sanatı bir bütün olarak
kavramaktan geçer. Karagöz’ü de ne kadar çok bilir ve öğrenirsek o kadar çok
izler, sever ve sahip çıkarız.
Ve
ancak o zaman Karagöz dünün, bugünün ve geleceğin sanatı olarak yaşamaya devam
edebilir.
Saygılarımla.
Nâzım
Öney OLCAYTU
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder